Karlıköy ve Yeşilköy köy halkı, doğaya ve köylerine zarar verebilecek olan maden ocağına karşı seslerini yükseltiyor. 919 imza toplayarak kaymakamlığa başvuran halk, çevrelerinin ve gelecek nesillerin sağlığını korumak için bir araya geldi. Köy halkı, planlanan taş ocağına karşı verdikleri mücadeleyi sürdürüyor.
Karlıköy-Yeşilköy taş ocağı için toplanan 919 imza Kaymakamlığa teslim edildi
Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) - Karlıköy ve Yeşilköy’de yapılması planlanan taş ocağı ile ilgili köy halkının toplamış olduğu imzaların kaymakamlık makamına teslimi ve konuya ilişkin basın açıklaması Kaymakamlık binası önünde köy halkının da katılımıyla yapıldı.
Toplantıya Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı, yönetim kurulu üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri Aladdin Öztürk, Mehmet Güneş Yılmaz, önceki dönem CHP Milletevekili Okan Gaytancıoğlu, Karlıköy ve Yeşilköylü vatandaşlar da Keşan Belediye Otobüsü ile Keşan’a getirilerek katıldı.
İlk olarak konuşan Özdağlı, basın açıklamasına katılanlara teşekkür etti.
9 Temmuz’da bir ilanla yola çıktıklarını anlatan Özdağlı, "Dediler ki Karlıköy ve Yeşilköy sınırları içerisinde kalan bir mermer ocağı, andezit taş ocağı açacağız. Bunun için yılda 1 milyon taş taşıyacağız, bunun için 50 kiloluk dinamitlerle patlatacağız. Bunun içim 12.5 metre uzunluğunda 8.5 metre çukurlar kazacağız. 150 metreye kadar ineceğiz dediler biz de köyümüze sorduk. Taşocağı istiyor musunuz ? dedik köylüler taş ocağı istemiyoruz dediler. Biz de sizlerin sesini dinledik, dedik ki Karlıköy,Yeşilköy’de patlatmalı taş ocağı istemiyor dedik. Bunun için 919 imza topladık ve imzaları Kaymakam beye teslim etmek üzere sizlerle birlikte buradayız. Ayrıca imzalarımız Edirne Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı Müdürlüğü’ne göndereceğiz. Diyoruz ki bu sıcakta bizi yormayın. Bu sıcakta köyümüzü, ovamızı tarlalalrımız yıpratmayın diyoruz. Umarım bu onlar için bir ölçü olur, bu kadar kişi köyüne sahip çıkmış, bu kadar insan toprağına, ocağına, taşına, suyuna, bağına, barkına sahip çıkmış umarım dikkate alacaklardır" diye konuştu.
Komisyon adına konuşan Avukat Sevda Şimşek ise, yapılan tüm maden ocaklarının doğaya verdikleri zararları Uğur Özdağlı'nın detaylı bir şekilde anlattığını ifade ederek, "Şimdi bu köyde yapılacak ve planlanan maden ocağı köydeki bu havzaya zarar verecek. Köydeki yollar zaten yetersiz, yollara zarar verecek. Bu topraklar dünyanın hayran olacağı bir Saros Körfezi’ne sahip, bu dokuya zarar verecek, ormanlara zarar verecek, oradaki yabani hayata zarar verecek, tarıma zarar verecek, insanlarımızın sağlığına zarar verecek. Bizim ülkemiz çok geniş, çok verimli bir alana sahip ama bakir yerlerde var. Ormanlık olmayan kırsal tepeler var, yani alternatif o kadar çok yer var ki, maden ocağı evet topluma hizmet eden bir yönü olabilir. Ancak doğaya zarar vermeden çözüm üretilmesi mümkün. Bu kırsal tepelerden maden ocağını taş elde etmeyi ya da başka işlevle çalışma yapabilecek o kadar alternatif varken, bu canım doğayı ziyan etmelerini köyümüze zarar vermelerine izin vermeyeceğiz. Buradan köyümüzün geçmişi ve geleceği bir arada. Bunları yok etmelerine izin vermeyeceğiz. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Gazamız mübarek olsun.” dedi.
95 yaşındaki Kerime Gürsel ie, taş ocağına karşı olduğunu belirterek, 5 asker yetiştirdiğini, onlara tarlasından elde ettiği gelirle bakıp büyüttüğünü ifade ederek, bu taş ocağını burada istemediğini söyledi.
75 yaşındaki Asiye Sürücü de, “Torunlarımız için bu ocağı istemiyoruz. Biz yaşlıyız ama taş ocağını gençler için yapılmasını istemiyoruz. Biz buraya gençlerimiz için geldik, bu taş ocaklarını istemiyoruz. Biz orada bu kadar yıl geçirmişiz” diye konuştu.
Meydandaki basın açıklamasının sonrasında Özdağlı ve komisyon üyeleri toplanan 919 imzayı Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz’a teslim etti.
Karlıköy ve Yeşilköy köy halkı, sakinleri ve çevreciler, doğaya ve köy yaşantısına zarar vereceği endişesiyle planlanan taş ocağına karşı bir araya geldi. 919 imzanın teslimiyle verilen mesaj net: doğayı korumak ve köylerini savunmak için mücadeleye devam edecekler. Halkın duyarlılığı ve birlikte verdiği ses, çevre bilincinin toplumsal güce dönüşmesine örnek teşkil ediyor.