24 Kasım 2024 Pazar
DOLAR 34.55 ₺
EURO 36.01 ₺
STERLIN 43.35 ₺
G.ALTIN 3,006.41 ₺
BTC 98,414.68 $
ETH 3,332.73 $
BİST 9,549.89

Fast Food Tüketimi ve Depresyon Riski Arasındaki İlişki Açığa Çıktı

Sağlık 4
Yayınlama: 5 Ağustos 2024 Pazartesi 13:48 Kaynak: İGF Haber Ajansı

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın açıklamalarına göre, yapılan araştırmalar fast food beslenme alışkanlıklarının depresif ruh hali ile ilişkili olduğunu ortaya koyuyor. Tarhan, fast food tüketiminin bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyerek depresyon riskini artırabileceğini vurguladı.

Fast Food Tüketimi ve Depresyon Riski Arasındaki İlişki Açığa Çıktı

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, fast food tüketiminin depresyon riskini artırdığını belirtti. Yapılan araştırmalar, hızlı beslenme tarzının bağırsak sağlığını olumsuz etkileyerek depresif ruh haline neden olabileceğini gösteriyor. Bağırsak mikrobiyotasını koruyarak sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek depresyon riskini azaltabilir.

Yapılan araştırmaların, beslenme alışkanlıklarının depresif ruh hali ile ilişkilendirildiğini gösterdiğine dikkat çeken Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sadece diyabet hastalığı değil, depresif bozukluklar için de beslenme alışkanlığının ciddi bir etken olduğunu kaydetti.

İSTANBUL (İGFA) - Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, beslenme ve ruh sağlığı ilişkisi konusunu değerlendirdi. 

Son zamanlarda yapılan bilimsel araştırmaların bağırsak mikrobiyotasının önemini giderek daha fazla vurguladığını dile getiren Prof. Dr. Tarhan, bağırsak mikrobiyotasının, vücudumuzdaki bakterilerin büyük bir kısmını oluşturduğunu ve beyin ile bağırsak arasında önemli bir iletişim aksı sağladığını söyledi. "Böyle durumlarda beyin ve bağırsak karşılıklı mesajlaşıyorlar. Bu mesajlaşmalar kimyasal mesajlaşmalar oluyor.” diyen Prof. Dr. Tarhan, bu iki organ arasındaki iletişimde kimyasal, endokrin, bağışıklık ve sinir yoluyla mesajlaşma gerçekleştiğini, özellikle serotoninin bağırsaklarda da bulunduğunu kaydetti.

SIK SIK TUVALETE GİTMELER…

Beyin ve bağırsak arasındaki iletişimde, kimyasal mesajlaşma yanında parasempatik sinir sisteminin de önemli bir rol oynadığını anlatan Prof. Dr. Tarhan, “Beynimizde kin, öfke, nefret, korku, düşmanlık, kıskançlık gibi duygular olduğu zaman beyin kimyasal karışım üretiyor. Böyle durumlarda bağırsaklarda spazma oluyor, hızlı çalışma oluyor. Bağırsak tepki veriyor. Spazm, bulantı, sık sık tuvalete gitmeler oluyor. Uzun sürerse kabızlık gibi durumlar ortaya çıkıyor. Bağırsaktaki mikrobiyotanın sağlıklı olması önemli.” dedi.

Hızlı beslenme tarzı, yüksek karbonhidratlı ve işlenmiş gıdaların tüketilmesi, özellikle fast food ürünleri, hamur işleri ve kola gibi içeceklerin sık tüketilmesinin bağırsak mikrobiyotasını olumsuz etkileyebildiğini de kaydeden Prof. Dr. Tarhan, “Yapılan araştırmalar, bu tür beslenme alışkanlıklarının depresif ruh hali ile ilişkilendirildiğini gösteriyor. Bunları çok yiyenler daha kolay depresyona giriyorlar, daha kırılgan hale geliyorlar. Bu nedenle sadece diyabet hastalığı değil, depresif bozukluklar için de beslenme alışkanlığı ciddi bir etken. Ayrıca, uyku düzeni ve düzenli egzersiz yapma gibi faktörlerin de bağırsak sağlığı üzerinde büyük etkileri olduğu biliniyor. Günde 5 bin adım yürüyüş yapmak beyninle bağırsak dengesine katkı sağlıyor.” şeklinde konuştu.

“Sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel egzersiz, insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Şehir hayatı ve modernleşme, özellikle plazalarda geçirilen zaman, bu sağlıklı alışkanlıkları olumsuz etkileyebilir. Ancak, bireyler kendi inisiyatifleriyle bu alışkanlıkları benimserlerse, ileri yaşlarda sağlık açısından rahat edebilirler.” diyen Prof. Dr. Tarhan, gençlerin genellikle sağlıklarıyla ilgili şikayetleri olmadığını söyleseler de koruyucu beden sağlığı, koruyucu beyin sağlığı ve koruyucu ruh sağlığı açısından sağlıklı yaşam tarzlarını benimsemeleri önemli olduğunu kaydetti.

Beslenme alışkanlıklarının ruh sağlığı üzerindeki etkileri, bilim insanlarının ve uzmanların üzerinde yoğunlaştığı bir konu haline gelmiştir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın vurguladığı gibi, fast food tüketimi, depresif bozukluklar için risk faktörü olabilir. Bu nedenle sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlıklarının önemi büyük. Sağlıklı yaşam tarzları benimsenerek hem fiziksel hem de ruhsal sağlık korunabilir.

BENZER HABER
İlk Yorumu Sen Yaz
code