DOLAR 34.09 ₺
EURO 38.17 ₺
STERLIN 45.48 ₺
G.ALTIN 2,849.10 ₺
BTC 63,022.33 $
ETH 2,453.93 $
BİST 9,975.61

Cezai Yaptırımların Yetersiz Olduğu Görüşü Güçleniyor

YaşamYerelBursa 5
Yayınlama: 21 Mart 2024 Perşembe 11:45 Kaynak: İGF Haber Ajansı

Türkiye’de her gün hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, yaralama, cinayet ve tecavüz gibi olaylarla karşılaşılıyor. Toplumda adaletin sağlanmasının yetersiz olduğu düşüncesi ön plana çıkıyor. İdamın geri gelmesi tartışmalarıyla caydırıcılık konusu ele alınmaya başlandı.

Cezai Yaptırımların Yetersiz Olduğu Görüşü Güçleniyor

Her gün karşılaşılan asayiş olayları toplumda caydırıcı yaptırımların gerekliliği konusunda geniş bir tartışma başlattı. Avukat Hasan Ölçer, adli suçların cezalarının yetersiz olduğunu belirterek, suçluların cezalandırılmasının yanı sıra toplumu ahlaki ve fikri olarak eğitmenin önemine vurgu yaptı. İdam cezasının geri getirilmesi konusu da gündemde büyük bir tartışma yaratırken, suçluların cezalandırılmasıyla birlikte adaletin nasıl sağlanabileceği de merak konusu olmaya devam ediyor.

Türkiye’de başta cinayetler olmak üzere her gün karşılaştığımız asayiş olayları toplumda cezai yaptırımların yetersiz olduğuna dair yaygın bir kanaat uyandırıyor.

Rüstem PEHLİVANLAR/ Oğuzhan Osman BİLGİN/HERKES DUYSUN

BURSA (İGFA) - Türkiye her gün hırsızlık, dolandırıcılık, gasp, yaralama, cinayet ve tecavüz gibi birçok olayla karşılaşıyor. Her gün yaşanan bu hadiselerin haberlere yansıması ciddi tartışmalara sebebiyet verirken toplumun geniş kesiminde adi suçlara karşı uygulanan yaptırımların caydırıcı olmadığına dair bir kanaat oluştu. 

Özellikle son yıllarda sıkça gündeme gelen idamın geri gelmesine yönelik tartışmalar, sık sık adi vakaların da yaşanmasıyla birlikte toplumun idamı caydırıcı bir uygulama olarak benimsemesine sebep oldu.

Avukat Hasan Ölçer, adi suçların yaptırımları ve alınabilecek önlemler ile idam tartışmaları hakkında Herkes Duysun’a açıklamalarda bulundu.

Görevimiz milletin parasını korumak'

 “CEZANIN YÜKSEK OLMASI SUÇU CAYDIRICI HALE GETİRMİYOR”

Türkiye’de adi suçlara karşı uygulanan yaptırımların, dünyanın birçok ülkesinden daha fazla ceza öngördüğünü kaydeden Avukat Hasan Ölçer, “14-15 yaşlarında bir genç kıza cinsel istismar söz konusu olduğunda, bu işi yapanın alacağı ceza 15-20 senedir. Hangi dünya ülkesinde böyle bir cezalandırma var? Bir suça karşı cezanın yüksek olması, o suçu caydırıcı hale getirmiyor. Bence ceza ile birlikte bir ceza siyaseti olmalı. Ceza siyasetinin yanında da insanları, gençleri ahlaki ve fikri anlamda yetiştirmek lazım. Özellikle sosyal medya mecralarından biri olan TikTok’ta kimin eli kimin cebinde bilmiyoruz, bunları sabah programlarında da görüyoruz zaten. Dışarıda görseniz derli toplu bir hanım diyebileceğiniz bir kadın, uygulamada üstünü başını açıyor ve para topluyor. Bu çaptaki bir toplumu istediğiniz kadar cezalandırın. Bir toplumda veya devlette suç, istisnaidir. Türkiye’de maalesef bu durum ‘asıl’ olma haline geldi.” ifadelerini kullandı.

 “İDAMIN GEREKLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM”

İktidar ve muhalefet kanadından siyasilerin de telaffuz etmesiyle birlikte hukuk sisteminden 2004 yılında çıkarılan idam cezasının tekrar gündeme getirilmesi büyük tartışmalara yol açtı. İdamın tek karşı çıkılabilecek tarafının hukuki hatalar olduğuna değinen Avukat Hasan Ölçer şöyle konuştu:

“Mesela bir adamı yargıladıktan sonra idam cezası veriyorsunuz ancak birkaç sene sonra kişinin masumluğu ortaya çıkıyor. Özellikle siyasi suçlar bakımından bu durum yani hukuki hata söz konusu olabilir. İdamda bu hatanın telafisi mümkün olmuyor. Fakat hapis cezasında bunu nispeten telafi edebiliyorsunuz. Bunun dışında bazı suçlar açısından gerekli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Türkiye'de yaşanan asayiş olaylarına karşı yetersiz cezai yaptırımların gündeme gelmesi, adalet sistemindeki aksaklıkları ve suç caydırıcılığını sorgulatıyor. Toplumun geniş kesiminde adaletin sağlanması ve suçluların caydırılması konusunda endişeler artarken, idam cezasının geri getirilmesi tartışmaları da devam ediyor. Bu noktada, cezalandırmanın yanı sıra toplumu ahlaki ve fikri olarak eğitmek, suçun kökenlerine inerek önlem almak da önem taşıyor.

BENZER HABER