Türkiye rüzgar enerjisi sektöründe umut vadeden gelişmeler yaşanıyor. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), Kopenhag'daki Middelgrunden deniz üstü rüzgar enerjisi santralini ziyaret ederek bu alandaki bilgi birikimini artırmayı hedefliyor. Sektörün 2.2 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması ve ihracat potansiyeli, deniz üstü rüzgar enerjisi projeleriyle katlanarak artabilir. TÜREB yetkilileri, deniz üstü rüzgar enerjisinin sadece enerji üretimi değil, aynı zamanda tedarik zinciri oluşturma ve know-how elde etme fırsatı sunduğunu vurguluyor. Türkiye'nin cari açığını kapatmaya destek olacak bu sektör, önümüzdeki yıllarda Avrupa'nın enerji dönüşümünde önemli bir rol oynayabilir.

Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği (TÜREB) ve beraberindeki heyet, Kopenhag'ın yakınında Middelgrunden deniz üstü rüzgâr enerjisi santralini ziyaret etti.

Kopenhag'ın 3,5 kilometre dışında Oresund deniz yolu güzergahında yer alan santral, 2000'de inşa edildiğinde, her biri 2 megavat olan 20 türbiniyle dünyanın en büyük deniz üstü rüzgâr çiftliği olarak kayıtlara geçmişti. Santral, Kopenhag'ın elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 4'ünü karşılıyor.  Santral gezisi kapsamında açıklamalarda bulunan TÜREB Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman, Türkiye’nin rüzgâr endüstrisinin 2.2 milyar dolara ulaştığını ve cirosunun yüzde 70’ini ihraç ettiğini vurguladı…

Daha yüksek üretim kapasitesine sahip olması sebebiyle denizüstü rüzgâr enerjisinin avantajlı olduğunun altını çizen TÜREB Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ufuk Yaman: “ Denizüstü rüzgâr sadece enerji üretimi olarak görülmemeli. Bu alana yatırım yaparken tedarik zincirini oluşturma, know-how elde etme ve bu bilgiyi ihracata yönlendirme imkanı bulacağız. Şu an 2.2 milyar dolara ulaşan, cirosunun yüzde 70’ini ihraç eden bir karasal rüzgâr endüstrisi söz konusu. Aynı başarı deniz üstünde de elde edilebilir. Deniz Üstü Rüzgâr enerjisine gerekli destek sağlanabilirse çok ciddi sanayi oluşacak, önümüzdeki 10 yılda Avrupa’nın enerji dönüşümünde önemli rol oynayacak. Böylelikle Türkiye’nin cari açığını kapatmaya destek olacak bir sanayiyi tetiklemiş olacağız. Türkiye'de şu an için deniz üstü rüzgâr enerjisi projelerine ilişkin dört alan belirlendi. Marmara Denizi'ndeki üç bölgede ölçümler başladı. Marmara Denizi'nde bulunan iki alan teknik analizler için uygun bulundu” dedi.

2026 yılı ilk çeyrekte teknik fizibilite çalışmalarını tamamlamış olacağız

Gelecek yılın ilk çeyreği sonunda alanlara ilişkin teknik fizibilite için yeterli verinin toplanmasının amaçlandığını belirten Yaman, "İklim değişikliği ve küresel ısınma ile mücadelede enerji sektörüne çok iş düşüyor. Deniz üstü rüzgâr enerjisi de önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Türkiye olarak enerji kaynaklarını çeşitlendirme konusunda çalışmalar deniz üstü rüzgâr enerjisi alanında da devam ediyor" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye rüzgar enerjisi endüstrisi, özellikle deniz üstü projelerle büyük bir potansiyele sahip. TÜREB'in Kopenhag ziyareti, bu alandaki uluslararası işbirliğinin önemini gösteriyor. Sektörün 2.2 milyar dolarlık büyüklüğü ve ihracat başarısı, deniz üstü rüzgar enerjisinin desteklenmesiyle daha da artırılabilir. Marmara Denizi'nde belirlenen dört bölgede ölçümlerin başlaması, Türkiye'nin bu alandaki kararlılığını ortaya koyuyor. 2026'da tamamlanması hedeflenen teknik fizibilite çalışmaları, deniz üstü rüzgar enerjisi projelerinin hayata geçirilmesi için önemli bir adım olacak. Bu projeler, Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesine ve cari açığını azaltmasına katkı sağlayabilir.