Jeoloji Mühendisleri Odası, Adana'dan yaptığı açıklamada Marmara Denizi'ndeki potansiyel deprem tehlikesine karşı acil önlemler alınması çağrısında bulundu. 1999 depremlerinden bu yana kırılmayan fay hattının büyük bir enerji biriktirdiğine dikkat çekildi. Toplumsal direncin artırılması için afet eğitiminin şart olduğu vurgulanırken, barınma ve ilk yardım gibi konularda yasal düzenlemeler yapılması gerektiği belirtildi. Uzmanlar, bilimsel temelli şehir planlaması ve güvenli yapılaşmanın önemine de değindi. Deprem gerçeğini unutmadan, geleceğe güvenle bakabilmek için hemen harekete geçilmesi gerektiği ifade edildi.

ADANA-BHA Marmara Denizi'nde 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde yoğun şekilde hissedildi. Deprem, saat 12.49'da Silivri’ye 23 kilometre uzaklıkta, Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun Kumburgaz segmentinde ve 7 kilometre derinlikte gerçekleşti. TMMOB'DAN GEÇMİŞ OLSUN MESAJI VE UYARILAR TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Tatar, yaptığı yazılı açıklamada depremden etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Tatar, “Depremde yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyor, ülkemize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” dedi. UZMANLAR TAKİPTE: FAY HATTI UYARILARI YİNE GÜNDEMDE Jeoloji Mühendisleri Odası’nın Deprem Danışma Kurulu tarafından izlenen sarsıntılar, 1999 Kocaeli ve Düzce depremlerinden bu yana Marmara Denizi içinden geçen fay hattına ilişkin yapılan uyarıları bir kez daha gündeme taşıdı. Dr. Tatar, bu bölümdeki fay hattının 25 yılı aşkın süredir kırılmadığını ve büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu hatırlattı. “AFET EĞİTİMİ ŞART, HAZIRLIKLAR YETERSİZ” Tatar, Türkiye’nin afetlere karşı yeterli hazırlığı yapmadığını ve bu tür felaketlerin ardından yaşanan panik ortamının bu yetersizliğin sonucu olduğunu belirtti. Dr. Tatar “Toplumsal direnci artırmak için barınma, ilk yardım, müdahale ve iyileştirme gibi konularda yasal düzenlemeler yapılmalı, halkın eğitilmesi sağlanmalıdır” diye konuştu. Bilimsel temelli şehir planlaması, güvenli yapılaşma ve etkin afet farkındalık eğitimlerinin gerekliliğine dikkat çeken Dr. Tatar, afetlerle mücadelede yalnızca bir ilin ya da kurumun çabasının yeterli olmadığını, bunun toplumsal bir sorumluluk olduğunu vurguladı. “DEPREM GERÇEĞİNİ UNUTMADAN GELECEĞE GÜVENLE BAKMALIYIZ” Dr. Tatar “Deprem gerçeğini unutmadan, bilimsel ve sürdürülebilir bir anlayışla deprem risklerini azaltacak önlemler almak ve afetlere dirençli kentler yaratmak için vakit bir an önce çalışmalara başlanmalıdır. Deprem Gerçeğini Unutmadan, Geleceğe Güvenle Bakmalıyız. Deprem gerçeğini unutmadan, bilimsel ve sürdürülebilir bir anlayışla deprem risklerini azaltacak önlemler almak ve afetlere dirençli kentler yaratmak için vakit bir an önce çalışmalara başlanmalıdır” Dedi. Jeoloji Mühendisleri Odası olarak, deprem güvenliğini bir toplum meselesi olarak gördüklerini belirten Tatar, “Depremler her an olabilir; tek bir hazırlık bile büyük kayıpları önleyebilir. Gelecek nesillere güvenle yaşayabilecekleri bir ülke bırakmak için, deprem gerçeğini unutmamalı ve hazırlıklı olmalıyız” ifadelerini kullandı.

Jeoloji Mühendisleri Odası'nın uyarıları, Marmara Bölgesi'nde yaşanabilecek büyük bir deprem riskine odaklanıyor. 23 Nisan 2025'te Marmara Denizi'nde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, bu riskin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, Kocaeli ve Düzce depremlerinden sonra Marmara Denizi içinden geçen fay hattının 25 yılı aşkın süredir kırılmadığını ve büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor. Afetlere karşı yeterli hazırlıkların yapılmadığı, toplumsal direncin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Bilimsel ve sürdürülebilir bir anlayışla deprem risklerini azaltacak önlemler alınması ve afetlere dirençli kentler yaratılması için acil çalışmaların başlatılması gerektiği ifade ediliyor.