Bal arılarının azalmasında doğal ortam kaybı ve kentleşmenin genişlemesi gibi faktörler önemli rol oynadığını dile getiren uzmanlar, iklim değişikliğinin, bitki çeşitliliği üzerinde olumsuz etkilere neden olarak arı popülasyonunu etkilediğini söyledi.

İSTANBUL (İGFA) - Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, arı ölümleri konusunu değerlendirerek, bal arılarındaki azalmanın önlenmesi için yapılması gerekenleri dile getirdi.

“Bal arısı popülasyonlarının azalmasının başlıca nedenlerden biri, pestisitlerin yaygın kullanımı ve bunlara maruz kalmadır.” diyen Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, “Özellikle neonikotinoid gibi insektisitler (böcek ilacı), arıların bağışıklık sistemlerini zayıflatır. Navigasyon yeteneklerini bozarak üreme başarısını etkiler ve bu durum zamanla koloni kayıplarına ve popülasyonun azalmasına neden olabilir. Neonikotinoidlerin yanı sıra organofosfatlar ve piretroidler gibi diğer pestisitler de (tarımda kullanılan kimyasallar) bal arıları için risk oluşturmaktadır. Bu kimyasalların bitkilerin elektrik alanını değiştirdiği ve buna bağlı olarak da arıların çiçekleri algılama şeklinin değiştiği bildirilmiştir. Ayrıca bu kimyasallar arılar üzerinde akut veya ölümcül olmayan etkilere sahip olabilir.” dedi.

DOĞAL ORTAM KAYBI AZALMA NEDENİ!

Doğal ortam kaybı, kentleşmenin genişlemesi ve mono kültürlü tarım alanları da bal arılarının azalmasına neden olduğunu anlatan Dr. Tuğba Kaman, “Bal arıları, beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için yıl boyunca çeşitli nektar ve polen kaynaklarına güvenir. Bu çeşitli yem kaynaklarının kaybı, temel besin maddelerinin mevcudiyetini sınırlayarak bal arısı kolonilerini zayıflatır ve onları diğer stres etkenlerine karşı daha savunmasız hale getirir.” diye konuştu. 

Modern tarım uygulamalarının bal arılarının kritik yiyecek arama dönemlerinde çiçekli bitkileri bulamaması ve beslenme yetersizliklerine neden olabileceğini kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, “Bu da arılarının genel sağlığını ve hayatta kalmasını tehlikeye atabilir. Bal arıları aynı zamanda parazitler ve hastalıklardan kaynaklanan önemli zorluklarla da karşı karşıyadır. Arı akarı (Varroa destructor), dünya çapında bal arısı kolonilerini etkileyen en yıkıcı zararlılardan biridir. Bu parazitik akarlar bal arısı kovanlarını istila ederek arıların kanıyla beslenir ve virüsleri yayar. Varroa akarları; arıların bağışıklık sistemlerini zayıflatıyor ve ömürlerini kısaltıyor. Tedavi edilmezse tüm kolonilerin çökmesine neden olabilir.” diye bilgi verdi.

Bal arılarının çeşitli viral, bakteriyel ve mantar enfeksiyonlarına karşı hassas olduğunu da ifade eden Dr. Kaman, arılarda deformasyonlara ve uçuş yeteneklerinin azalmasına neden olabilen Deforme Kanat Virüsü (DWV) ve arıların sindirim sistemini etkileyen bir mantar hastalığı olan Nosema gibi hastalıkların da bal arısı kolonilerini zayıflattığını kaydetti.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ DE ARI POPÜLASYONU ETKİLİYOR…

“İklim değişikliğinin bitki çeşitliliği üzerinde etkileri de arı popülasyonunu doğrudan ve dolaylı olarak etkileyerek arı popülasyonunun azalmasına neden olabiliyor.” diyen Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, “İklim değişikliği özellikle bazı bitkilerde çiçeklenme döneminin etkilemesine, bazı bitkilerde çiçeklerin kaybına neden olabiliyor. Yeterli polen ve nektara ulaşamayan bal arılarında ise açlığa bağlı olarak kayıplar yaşanabiliyor.” dedi.

Arıların ve diğer böceklerin tozlaştırıcılarının ekosistemlerimiz ve biyoçeşitliliğimiz için önemli bir konu olduğunu kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Tuğba Kaman, “Bal arılarının azalması, ekosistemler içindeki karmaşık etkileşim ağını bozabilir ve potansiyel olarak dengesizliklere ve biyolojik çeşitlilik üzerinde kademeli etkilere yol açabilir. Arılar en önemli tozlaştırıcılardan olup bir bitkiden diğerine polen aktararak bitkinin üremesini kolaylaştırırlar. Arı popülasyonunda azalma tozlaşmanın azalmasına neden olur. Bal arıları tarafından azaltılan tozlaşma, bitki türü çeşitliliğinin azalmasına ve bitki topluluklarının kompozisyonunun değişmesine neden olabilir.” diye anlattı.