MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Beklentimiz, İsrail'in katil başbakanı ve savunma bakanı hakkında ülkemizin bir an evvel yakalama kararı çıkarmasıdır." dedi. Bahçeli, Türkiye'de normalleşmesi gerekenlerin milli ve ahlaki normlara uyması gereken muhalefet partileri olduğunu ileri sürdü.

ANKARA (İGFA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, İstanbul'un 571 yıl önce "sevdalısı" Türk milletiyle kavuştuğunu söyledi. "Bizans hayaletini, Bizans heveslerini kara bulutlar gibi İstanbul'un üzerinde tekrar dolaştırmayı düşünen, bununla ilgili gizli gizli proje hazırlayan, devamlı müsait zaman kollayan iç ve dış operasyon maşalarından İstanbul mutlaka korunacaktır" ifadesini kullanan Bahçeli, İstanbul'un kendileri için "Kızılelma" olduğunu; İstanbul'un bugünkü "ızdıraplı" halinin kendilerini üzdüğünü söyledi.

Bahçeli, "İstanbul'un kötü yönetimi fethin mirasını çarçur etmektedir. Lafa gelince israftan şikayet edenlerin, belediye bütçesini har vurup harman savurması, taş üstüne taş koymaktan aciz olması, yandaş gazetecileri Roma'ya sözde festival adına, gerçekte ise tatile ve sefaya götürmesi ayıplı bir zihniyetin defolu uygulamalarından başka bir şey değildir. Özel uçak kiralanıp, 7 değil, 17 değil, tam 37 gazetecinin yer aldığı ve toplamda 73 kişilik kafileden oluşan ballı börekli Roma seyahatinden sonra, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin müsriflikten bahsetmesine hiç kimse inanmayacak, hiç kimse de itibar etmeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul'un can çekiştiğini dile getiren Bahçeli, "İstanbul, kent uzlaşısı çatısı altında demlenenlerin istismarına, istilasına ve tahribatına ne yazık ki mahkum olmuştur. İstanbul'u yüzüstü bırakanların siyasi yüzsüzlüğü ise eninde sonunda yüzlerine vurulacaktır. İstanbul bizim 571 yıllık davamızdır." dedi.

"ZULÜM KARŞISINDA TARAFSIZLIK DİYE BİR ŞEY OLAMAZ"

Ekonomik, diplomatik ve ticari nitelikli önleyici tedbirler yerine cezalandırıcı, seri ve zincirleme askeri yaptırımları esas alan köklü müdahalelerin tam vakti olduğunu belirten Bahçeli, dünyanın sessiz çoğunluğu, kuşkusuz İsrail soykırımının ahlaken ve vicdanen karşısında olduğunu söyledi. "Yalnızca itiraz edip şablon kınama mesajlarıyla oyalanmak yerine, somut ve sonuç alıcı adımların kuvvet kullanarak atılmasından başka bir seçenek zannederim kalmamıştır" diyen Bahçeli, "İslam ülkeleri ayağa kalkmalıdır. Zulüm karşısında tarafsızlık diye bir şey olamaz. 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın' demek, zalimlere zımnen onay vermektir. Gafil mi, mütegafil mi belli olmayan İslam toplumlarının diriliş ve toparlanışı, vahdet ve vuslat ışığıyla aydınlanması için daha ne bekleniyor, daha ne isteniyor, daha ne kadar sabır gerekiyor? Gazzeli çocuklar açlıktan kırılıp bayramlık kıyafet yerine kefen giyerken, süt içmesi gereken bebekler kendi grup kanlarını içe içe gözlerini yumarken, milyar dolarlar içinde kulaç atan, Allah'tan korkuyu sadece sözde hatırlayan bazı İslam ülkelerinin bohem yöneticileri, gece yastığa başlarını koyduklarında gerçekten de huzur duyabiliyorlar mı? Hepsini geçtik de Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yüzde 10'u kadar gönülden, içten, ta derinden mazlumların yanında, Filistin davasının arkasında durabildiler mi?" sorulrını yöneltti.

"İHANETE GEÇİT YOK"

"ABD yönetiminin Suriye'nin kuzeydoğusunda terör örgütü PKK'nın paravan örgütü SDG (PKK) ile yeni bir oyun kurduğunun" altını çizen Bahçeli, Suriye'nin kuzeydoğusunu kapsayan 133 yerel yönetimin belirlenmesi amacıyla 11 Haziran'da sözde bölgesel seçimlerin yapılacağını belirtti. NATO misyonu çerçevesinde Türkiye'nin üzerine hangi görevler düşüyorsa bugüne kadar yerine getirdiğini belirten Bahçeli, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün TBMM'de onaylandığını hatırlattı.

Devlet Bahçeli, normalleşmesi, milli ve ahlaki normlara uyması gerekenin muhalefet partileri olduğunu iddia etti.

ÖZGÜR ÖZEL'E SERT ÇIKIŞ 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in gerçeği anlamasının samimi dileği olduğunu ifade eden Bahçeli, konuşmasında şunları kaydetti:

"Türkiye'de anormal bir şey yoktur. Ülkemizde normal olmayan sadece inkar ve ihanet taraftarlarıdır. Kutuplaşalım ve kavgaya tutuşalım demiyoruz fakat normalleşme ve yumuşama kelimelerin her meselenin başına iliştirilip hedeflerimizden ödün isteniyorsa kimse boşuna çabalamasın. Normalleşmesi milli ve ahlaki normlara uyması gereken muhalefet partileridir. Özgür Bey'e adam gibi duruş sergilemesini tavsiye ediyorum. Saçma sapan sorularla, abuk sabuk iddialarla, seviyesiz ve ölçüsüz ifadelerle bizim geri adım atacağımızı falan düşünüyorsa, yanıldığını, yanlışa kapıldığını, çürük tahtaya küflü çivi çakmakla meşgul olduğunu bir gün mutlaka anlayacaktır. Terörist Demirtaş'ı savunanların bize normalleşme cakası satması, 6-8 Ekim ihanetini arkalamaya çalışanların yumuşama masalı anlatması, 'Kümese girip tavuk haklarını savunacağım' diyen tilki kadar inandırıcı ve kayda değerdir. Normalleşme ve yumuşamayı, bilhassa Cumhur İttifakı'nın süngü düşürüp mücadelesine sünger çekmesi temelinde planlayanlar, bir an olsun unutmasın ki ak koyunun kara kuzusu da olur, akıllı bildiğini söylemez, ahmak söylediğini bilemez. Bin bilsek de söyleyeceğimiz birdir. Buna karşılık kimin ne söylediğini, hangi maksatla söylediğini, stratejik, taktik ve psikolojik üstünlüğü elde etmek için kılıktan kılığa nasıl girebildiğini tefrik ve tefsir edecek tecrübeye Allah'a şükürler olsun ki sahibiz. Biz akşama karşı gitmeyiz, tana karşı yatmayız. Hem terör örgütüyle aynı kareye girip sarmaş dolaş olmanın hem de kalkıp yumuşamadan ve normalleşmeden bahsetmenin inandırıcı bir yanı yoktur. Deyim yerindeyse, arpa ekip buğday biçmenin peşine düşenlerin asıl niyetlerini gayet iyi biliyoruz. MHP'nin ve Cumhur İttifakı'nın duruşu bellidir. Hiçbir tezgah, hiçbir kumpas, hiçbir telkin ve algı düzeneği Türkiye'ye ve Türk milletine hizmet kararlılığımızı, Cumhur İttifakı olarak yürüyüşümüzü sekteye uğratamayacak. 31 Mart'tan sonra biti kanlananları uyarıyorum; dikkat etsinler, bitli baklanın bizim pazarda alıcısı yoktur"

Öte yanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısı çıkışında bir gazetecinin, sahipsiz hayvanlarla ilgili tartışmaya ilişkin sorusuna, "Bu konuyu Türkiye'de herkes tartışıyor. Tartışma yerine çözüm üretilmesi gerekir." yanıtını verdi.