Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilerin tutuklanmasının istenilmemesi gerektiğini belirtirken, şiddet eylemlerine karışan gazetecilerin durumlarına dikkat çekti. Bin 500 kişinin gözaltına alındığı protestolar sonrası 200 kişinin tutuklandığını açıklayan Tunç, gazetecilerin görevini yaparken bile provokasyon yapmalarının kabul edilemeyeceğini belirtti.

ANKARA-BHA Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Toplantısı öncesinde basın mensuplarının sorularını cevapladı. Yılmaz Tunç, tutuklu gazetecilere ilişkin yöneltilen soruya, " Tabi ki gazetecilerin tutuklanmasını hiç kimse istemez. Gazetecilerimiz, toplumu bilgilendirmek için görev yapan kişilerdir. Ama orada gazeteci olarak bulunup, şiddet eylemine katılmışsa, o zaman da tabii ki yargı dosyasındaki durum nedir onu bizim bilmemiz mümkün değil. Bahsettiğiniz gazetecilerle ilgili olarak, girerken de arkadaşlar söylediler bana. Onların durumlarını bir soralım, araştıralım. Gazetecilerin bir mağduriyeti söz konusu olmasın. Orada eğer ‘gazeteciyim’ diyerek şiddet eylemlerine karışmış ve orada provokasyona yönelik bir takım girişimleri olmuş ise o da doğru değil. O da gazetecilik faaliyeti olmaz. Durumlarına bir baktıralım." açıklamasını yaptı.  Tunç protestolar sonrasında gözaltına alınan bin 500 kişiden 200 civarında kişinin tutuklandığını ifade ederek, "Bin 500 civarında kişi gözaltına alınmıştı. Bu bin 500 kişinin içerisinde 200 civarı tutuklanan oldu. Dolayısıyla polisin, güvenlik güçlerinin gözaltı yaptığı kişilerden adliyeye intikal edenlerden tutuklanan sayısına baktığınız zaman arada fark var. Çünkü dosyadaki delile göre kişinin gösterideki yasa dışı durumuna göre karar veriliyor. Burada gazetecilerin durumunu bir araştıralım, soralım. Gazetecilerimizin görev yaparken, tabi orada da bir haber söz konusu. Gazeteciler bunu yansıtır ama gazeteci sıfatıyla girip orada bir provokasyona öncülük ettiyse bu ayrı bir durum olur." dedi. 

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un tutuklu gazetecilere ilişkin yaptığı açıklamalar, gazetecilerin sorumluluklarını ve görevlerini hatırlatarak, basın özgürlüğü ile hukukun denge içinde olması gerektiğine vurgu yapıyor. Tunç, gazetecilerin mağduriyet yaşamaması için gerekli araştırmaların yapılacağını belirtirken, şiddet eylemlerine karışan gazetecilerin farklı bir durum olduğunu ve bu tür davranışların gazetecilik faaliyeti olmadığını ifade etmiştir.