Küresel Gazeteciler Konseyi'nin yayınladığı 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı mesajında, medya sektöründeki ekonomik sorunlar ve tasarruf tedbirlerine dikkat çekildi. Medyanın mali ambargoya dönüşmesi eleştirilirken gazetecilerin tarafsız ve özgür haber yapma sorumluluğu vurgulandı. Gazetecilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara karşın halkın doğru ve güvenilir bilgiye erişme hakkının savunulması gerektiği belirtildi. Yerel basının desteklenmesi ve mali zorlukların aşılması için devletin daha fazla mali destek sunması gerektiği ifade edildi.
Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) yönetim kurulu, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı nedeniyle Genel Başkan Mehmet Ali Dim imzasıyla yazılı bir mesaj yayınladı.
ANKARA (İGFA) - KGK mesajında, "24 Temmuz 1908 tarihi Türk vatanında demokrasi ile birlikte basın özgürlüğünün de yeşerdiği tarihtir" denilerek şu görüşlere yer verildi:
"Gazeteciler, dünyanın her noktasında yaşanan acı, sevinç, başarı ve başarısızlıklara tanıklık edip, tarihe not düşen insanlardır. Gazeteciler bu tanıklıklarını tarafsız, objektif olarak aktarmanın sorumluluğu ve bilinci içerisinde hareket etmek zorundadır. Gazeteciler haber uğruna yaşamlarını da riske atıyorlar. Nitekim İsrail saldırıları sonucu Gazze’de görev yapan 200’e yakın gazeteci ya öldü ya da yaralandı.
Ayrıca, dünyanın ve ülkemizin yaşadığı ekonomik sorunlardan en çok etkilenen meslek grubu geliri mahdut olan medya sektörüdür. Ülkemizin her noktasında yazılı, görsel ve işitsel medya kuruluşları var olma mücadelesi vermektedir. Uygulanan tasarruf tedbirleri kamu ilanlarını da neredeyse sıfıra indirmiştir. Kamu kurumları tarafından yerel gazete abonelikleri bile iptal edilmektedir. Oysa, sağlıklı bir medyaya sahip olmak için gazetecilerin ve gazete işletmelerinin ekonomik bağımsızlığı kaçınılmazdır. Sosyal medyanın kıskacı yetmezmiş gibi devletin tasarruf tedbirleri adı altında medyaya ve özellikle yerel basına mali ambargoya dönüşen uygulama yerine mali desteğini arttırması ortak beklentimizdir. Çünkü, Gazetecilik, demokrasinin nefesidir, akciğeridir.
24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı kutladığımız bu gün bir kez daha hatırlatmak gerekirse; Türk basını, başta Kurtuluş Savaşı'nda milli mücadeleye katkısının yanısıra, yakın tarihimizde yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı da dik duruşu gibi ulusal çıkarlar söz konusu olunca milli duruşunu hiçbir zaman bozmamıştır. Basında sansürün kaldırılışının 116’ncı yıldönümündeyiz. 24 Temmuz 1908 tarihi Türk vatanında demokrasi ile birlikte basın özgürlüğünün de yeşerdiği tarihtir. 24 Temmuz, 1971 yılından bu yana "Basın Bayramı" ya da "Basın Özgürlüğü Günü" olarak kutlanırken, son yıllarda Gazeteciler ve Basın Bayramı olarak anılmaktadır. Bugünü anlamlı kılan olay, 1908 yılında, o dönemin aydın gazetecilerinin, baskı öncesi sayfaları kontrol için gelen devlet görevlilerine baskı kalıplarını vermeyi reddederek, sansüre ilk direnişi gerçekleştirmeleridir. Yani bu açıdan 24 Temmuz gerçek gazeteciliğin başladığı tarihtir. Tarafsız, özgür ve ilkeli bir gazetecilik anlayışı demokrasi adına vazgeçilmezdir. Ayrıca 24 Temmuz'lar, bizler açısından bir iç muhasebe ve meslektaşlarımızla birlikte olmak açısından da önem taşımaktadır. Bu vesileyle tüm meslektaşlarımızın bayramlarını kutlar, sektörümüze refah ve esenlik dileriz."
24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı, basın özgürlüğünün ve demokrasinin önemini vurgulayan anlamlı bir gündür. Küresel Gazeteciler Konseyi'nin mesajında medyanın mali ambargo altında olduğu ve gazetecilerin ekonomik olarak zor günler geçirdiği belirtilirken, doğru ve tarafsız haber yapmanın önemi üzerinde duruldu. Medyanın ekonomik bağımsızlığının sağlanması, halkın doğru bilgiye erişme hakkının korunması açısından büyük önem taşımaktadır. 24 Temmuz, basın özgürlüğü mücadelesinin simgesi olmasının yanı sıra gazetecilerin yaşadığı sıkıntılara dikkat çekerek sektöre destek olunması gerektiğini hatırlatmaktadır. Gazetecilerin özverili çalışmaları ve demokrasinin güçlenmesindeki rolü unutulmamalıdır.